Günlerden bir gün güzel mi güzel marifetli mi marifetli bir
külkedisi varmış. Bu külkedisi üniversite yıllarında çokça faaliyetlerde
bulunmuş, kurslara katılmış, staj yapmış, etkinliklerde yer almış anlayacağınız
kendisini bir hayli geliştirmiş. Zaman zaman mezun olduktan sonrasını düşünür
hayallere kapılırmış. Kendisini işini çok seven, sürekli öğrenmeye odaklı,
başarılı olmak için elinden gelini yaptığını düşünen kendi halinde bir
öğrenciymiş.
Ve o büyük gün yaklaşıyormuş; mezun olup hayallerinin
gerçekleşmesine az bir zaman kaldığını düşünüp seviniyormuş. Halbuki
bilmiyormuş, hayat onun düşündüğü kadar kolay değilmiş. Mezun olduktan sonra işe
girebilmek için didinip durmuş. Günde yüzlerce iş başvurusu yapıyor
hiçbirisinden geri dönüş alamıyormuş. Hayallerinin gerçekleşmediğine üzülmeye
başlayan külkedisinin karşısına bir peri çıkmış. Bu peri çok iyi kalpliymiş
ve külkedisinin güzel yerlere geleceğini düşünüp ona destek olmuş ve bir
gün külkedimizi arayıp iş görüşmesine davet edildiğini söylemiş. Külkedisi o
kadar mutlu olmuş ki neredeyse iyi kalpli peri gibi kanatlanıp uçacakmış.
İş görüşmesine gitmeden önce firmayı iyice araştırmış külkedisi.
Ne zaman kurulmuş, hangi sektörde faaliyet gösterir, kaç kişi çalıştırır tüm
detayları güzelce çalışmış bir de defterine not etmiş. Periyle görüşene kadar
umutsuzluğa kapılmış külkedisinin yüzünde kocaman bir tebessüm varmış artık. Evde
temizlik yapmaktan, çamaşır bulaşık yıkamaktan belki de alanında uzmanlaşabileceği
bir işi olacağı için seviniyormuş.
Mülakat günü gelmiş hazırlığını yapmış ceketini de alıp
evinden ayrılmış. Yol uzun olduğu için defterini açıp yazdıklarını birkaç kez
daha tekrar etme fırsatı bulmuş.
Elindeki kağıtta yazan adresi bulmuş görüşme için bekleme
odasına geçmiş. Heyecanlıymış ama
kendine güveniyormuş. Mülakatı yapan kişinin sorularına mantıklı cevaplar
vermiş. Mülakatı iyi geçen külkedimiz görüşmeyi yapan yöneticinin ‘’Bu
görüşmenin sizin için hayırlı olacağını umuyorum.’’ sözünden sonra işe
alınacağına dair umutları artmış. Evin yolunu tutmuş, günlerce telefonunun
başında beklemiş.
Güneşli bir gün sabahı telefonunun sesine uyanmış. Karşı
tarafta diksiyonu oldukça düzgün bir bayan konuşmaya başlamış. 1 ay önce
gittiği iş görüşmesinin olumlu sonuçlandığını pazartesi işe başlayıp
başlayamayacağını soruyorlarmış. Rüya gördüğünü düşünen külkedisi olayı
algılamakta biraz zorluk çekse de olayın gerçek olduğunu fark edip hemen
kendini toparlamış ve ‘’Tabi başlayabilirim!’’ diye yanıtlamış. Mutluluktan adeta
dört köşe olmuş.
Ve pazartesi gelip çatmış. Güzelce hazırlanan külkedimiz
çantasını alıp evinden çıkıp işe gitmek için yola koyulmuş. Yol boyunca yüzünden
gülümseme hiç eksilmemiş. Çalışacağı şirketin önüne gelmiş. Ofisin önünde farkına varmış ki artık
külkedisi değil sindirellaymış.
Çantasından topuklu ayakkabısını çıkartmış, ayağındaki spor
ayakkabılarını çantasına koymuş ve ilk iş gününü geçirmek için emin adımlarla
ofise adım atmış.
Mutlu Son
Yorumlar
Yorum Gönder